Haber: Beyzanur Atalar Görüntü: Ecren Namlı Fotoğraf: Melda Tastiğ
İlkokulu bitirdikten sonra ustalarının yanında çırak olarak mesleğe adım atan Karataş, 70’li yıllarda kendi 14 metrekarelik dükkânını açtı. Bugün de dükkânının zemin katında bakır eşyalarını sergilerken, üst katında ise kalaycılık yapmaya devam ediyor.
Bolu’da mesleğini sürdüren tek kalaycı olduğunu söyleyen Karataş, kalaycılığın zor ama bereketli bir meslek olduğunu belirtiyor. Kalaylama işleminin yaklaşık 2 saat sürdüğünü ifade eden usta, süreci şöyle anlatıyor:
“Önce ocağı yakacaksın, sonra bakırı kumla yıkayacaksın. Sonra ocağa koyacaksın. Böyle 1 veya 2 saat sürüyor.”
Günümüzde şehirde yaşayanların artık kalay yaptırmadığını, köylülerin ise eski bakır eşyaları değerlendirdiğini söyleyen Karataş, “Okuyanlar geliyor, gelip köylülere anadan babadan kalma şeyleri satıyor. Değerlendirmek için köylüler alıyor, bana getiriyor, ben kalaylıyorum.” diye konuştu.
Bir zamanlar her evde bulunan bakır tencere ve tavaların sağlık açısından daha faydalı olduğunu vurgulayan Karataş, ustalarından aldığı bilgileri de şu sözlerle aktardı:
“Bakır tabi daha sağlıklı. Bakır ile yapılan yemekten hiç hastalık gelmez. Benim ustalarım da hep söylerdi. Biz kendi evimizde de bakır kullanırız.”
Bolu’da bir dönemin vazgeçilmezi olan kalaycılık mesleği, İsa Karataş’ın ellerinde son temsilcilerinden biri olarak yaşamaya devam ediyor.
