Ramazan ayında uzun süreli açlık ve susuzluğun vücuda etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Diyetisyen Tuğba Şahin Karayılan, oruç tutan bireylerin beslenme düzenlerine dikkat etmelerinin sağlık açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
“Sahur, Oruç Sürecini Kolaylaştıran En Önemli Öğündür”
Diyetisyen Karayılan, sahurun gün boyunca enerji seviyesini korumak açısından kritik bir öğün olduğunu belirtti. “Sahur yapmadan oruç tutmak, açlık süresini uzatarak kan şekerinde ani düşüşlere, halsizlik ve baş ağrılarına neden olabilir. Bu yüzden sahura mutlaka kalkılmalı ve dengeli bir öğün tüketilmelidir.” dedi.
Sahurda protein ve lif açısından zengin besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Karayılan, “Yumurta, peynir, süt ve yoğurt gibi protein kaynakları, uzun süre tok kalmayı sağlar. Tam tahıllı ekmek, yulaf, sebze ve meyveler ise kan şekerinin dengeli seyretmesine yardımcı olur. Ayrıca aşırı tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden kaçınarak gün içinde susuzluk hissinin önüne geçilebilir.” ifadelerini kullandı.
“İftarda Ani ve Aşırı Yeme Davranışlarından Kaçınılmalı”
Uzun süre aç kalan vücudun birdenbire aşırı miktarda besinle karşılaşmasının sindirim sistemini zorlayabileceğini belirten Karayılan, iftar öğününde dengeli beslenmenin önemine dikkat çekti. “İftarda ilk olarak hurma ve su ile oruç açılmalı, ardından çorba gibi hafif besinlerle mideyi rahatlatmak gerekir. Ana öğüne geçerken kısa bir mola vermek sindirimi kolaylaştırır.” dedi.
İftarda ana öğün için şu önerilerde bulundu:
• Et, tavuk, balık veya baklagiller gibi protein kaynakları mutlaka tüketilmeli.
• Sebze yemekleri ve salata sofrada yer almalı.
• Beyaz ekmek ve pilav yerine tam tahıllı ekmek veya bulgur gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmeli.
• Yoğurt veya ayran gibi süt ürünleri sindirimi destekler.
Karayılan, iftar sonrası tatlı tüketimine de değinerek, “Ağır, şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyve bazlı tatlılar tercih edilmeli. Haftada 1-2 kez tatlı tüketmek kilo kontrolü açısından daha sağlıklı olacaktır.” dedi.
“Su Tüketimi Oruç Sürecinde En Kritik Konulardan Biri”
Ramazan’da su tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Karayılan, “Vücudun susuz kalması, halsizlik, baş ağrısı ve konsantrasyon problemlerine yol açabilir. İftar ile sahur arasında düzenli aralıklarla su tüketilmeli. Tek seferde fazla miktarda içmek yerine, gün boyunca azar azar içmek daha faydalıdır. Ayrıca maden suyu tüketimi, kaybedilen mineralleri yerine koymak açısından iyi bir alternatiftir.” dedi.
“Kronik Hastalığı Olanlar Doktorlarına Danışmadan Oruç Tutmamalı”
Diyetisyen Tuğba Şahin Karayılan, kronik hastalığı olan bireylerin oruç tutma konusunda dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
• Diyabet hastaları, uzun süreli açlık sebebiyle kan şekerinde dengesizlik yaşayabilir. Mutlaka doktorlarına danışarak oruç tutup tutamayacaklarını öğrenmelidirler.
• Tansiyon ve kalp hastaları, ilaç saatlerini düzenlemek için doktor kontrolünde olmalıdır.
• Böbrek hastaları, su tüketimi konusunda ekstra dikkatli olmalı ve sıvı dengesini koruyabilmek için uzman görüşü almalıdır.
Karayılan, “Bazı hastalar, doktorlarına danışmadan ilaçlarını bırakıyor veya saatlerini değiştiriyor. Bu da ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Oruç tutmadan önce aile hekimine veya takipli olduğu doktora danışarak sağlık durumlarını değerlendirmeleri çok önemli.” dedi.
“Ramazan, Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları İçin Bir Fırsat Olabilir”
Diyetisyen Tuğba Şahin Karayılan, Ramazan ayının sadece manevi bir dönem olmadığını, aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek için iyi bir fırsat sunduğunu belirtti. “Dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve bilinçli gıda tercihleri ile Ramazan ayını hem fiziksel hem de ruhsal olarak verimli bir şekilde geçirebiliriz. Önemli olan, bedenimize zarar vermeden oruç ibadetimizi yerine getirmek ve sağlığımızı korumaktır.” ifadelerini kullandı.
