Türkiye'nin dört bir yanında yüzlerce öğrenci yetiştiren Alışkan, emekli olduktan sonra memleketi Göynük’ün Yenice Mahallesi’ne yerleşti. Dedesinden öğrendiği marangozluk becerilerini unutmayan Alışkan, evinin girişinde oluşturduğu küçük atölyede ahşap maketler yaparak zamanını değerlendiriyor.
Alışkan, çocukluğunda köylerinde okul olmadığı için ilkokula 10 yaşında başladığını, marangoz olan dedesinin yanında yetiştiğini anlattı. Dedesinden marangozluk mesleğini öğrenerek el becerilerini geliştirdiğini belirten Alışkan, emekliliğin ardından eskiye ait aletler ve camilerin minyatür modellerini yapmaya başladığını söyledi. “Dedemin yanında küçükken ölçüp biçip kesiyordum. Böylece el alışkanlığı kazandım. Emeklilik zor bir süreç, o yüzden eskiye hitap eden cami, dokuma tezgâhı, çıkrık gibi şeyleri yapmaya başladım. Bu işlerle meşgul olurken dinlendiğimi hissediyorum.” dedi.
Televizyonda ve internette gördüğü eski aletlerin maketlerini yapmayı tercih eden Alışkan, talep olması halinde bu eserleri sipariş üzerine satışa sunduğunu belirtti. Geleneksel el işlerinin günümüzde kaybolmaya başladığını ve gençlerin bu ürünlere yabancı kaldığını üzülerek dile getiren Alışkan, “Artık dokuma tezgâhları kayboldu. Gençler gördüklerinde ne olduğunu bile bilmiyorlar. Oysa bizim çocukluğumuzda dokumalar bu tezgâhlarda yapılırdı.” dedi.
Yaptığı çalışmaları önce kendisinin beğenmesi gerektiğini vurgulayan Alışkan, “Başkalarının beğenip beğenmemesi çok önemli değil. Önemli olan benim içime sinmesi.” dedi. Ölçülere dikkat ederek oranlama yapmaya özen gösterdiğini, asıl amacının ise boş durmamak ve eskiyi yaşatmak olduğunu ifade etti.
Alışkan ayrıca, evinde birçok dolap ve çekmeceyi de kendisinin yaptığını belirterek, el yapımı ürünlerin hem ekonomik hem de estetik avantajlar sunduğunu söyledi. Çam, kayın ve kavak gibi doğal ahşapları tercih eden Alışkan, bu şekilde çevreye duyarlı bir yaklaşım sergilediğini de sözlerine ekledi.
