Özel Haber:
Himmetoğlu,Ahmetbeyler ve Bölecekova köylerinde, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle acele kamulaştırma kararı alınarak, bölgede bulunan termik santral için kömür arazilerinin ve yolların düzenlenmesi adına vatandaşların arazilerine el konulması hedefleniyor. Bu süreçte tarla sahiplerinin büyük çoğunluğu Avukat Beyhan Yüksel tarafından temsil ediliyor.
Göynük Gazetesi muhabirine konuşan Avukat Beyhan Yüksel, geçen yıl Ekim ayında alınan bu kamulaştırma kararına ilişkin davaların açılmaya başlandığını ve sürecin bölge halkı için büyük mağduriyet yarattığını belirtti. Geçtiğimiz yıl kamulaştırma için belirlenen bedellerin, bu yıl neredeyse yarı yarıya düşürülerek, kuru tarım arazileri için 145-170 bin TL civarında değerlendirildiğini, bu durumun da köylülerin tepkisine neden olduğunu ifade etti.
Yüksel, “Geçen yıl aynı bölgedeki arazilere 300 bin lira değer biçilmişken, bu yıl belirlenen rakamlar gerçekten bölge halkını öfkelendirmiş durumda. Bu topraklar dedelerinden kalan miras ve bu kadar düşük bedellerle alınmaya çalışılması kabul edilemez.” dedi.
Yapılan keşiflerde arazilerin sulanabilir olduğuna dair kanıtların bulunmasına rağmen, bilirkişilerin bu durumu göz ardı ettiğini ve arazileri kuru tarım arazisi olarak değerlendirdiğini dile getiren Yüksel, “Sulama boruları ve su fışkırtma aparatları olduğu halde bu alanlar sulu tarım arazisi olarak kabul edilmedi. Bölge halkı yıllardır bu tarlalarını sulayarak ekim yapıyor. Ancak maalesef bu gerçekler bilirkişi raporlarında yer almadı.” şeklinde konuştu.
Yargıtay tarafından da onanan kararlar doğrultusunda, geçen yılki kamulaştırma bedelleri esas alınarak değerlendirme yapılmasını talep eden Yüksel, sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Bölge halkının adil bir kamulaştırma bedeli talep ettiğini vurgulayan Yüksel, “Geçtiğimiz yıl belirlenen bedeller doğrultusunda kamulaştırma yapılması gerekirken, bu yıl %50 oranında bir düşüş yapılması kabul edilemez. Bu durum binlerce insanı etkilemektedir ve bizler bu konuda sonuna kadar mücadele edeceğiz.” dedi.
Toplamda yaklaşık 285-290 parselin kamulaştırılmasına karar verildiği belirtilirken, bu parsellerin birden fazla kişiye ait olması nedeniyle 1000’i aşkın kişinin mağdur olduğu belirten Yüksel, bölge halkının, devletin belirlediği adil değerin ödenmesi koşuluyla kamulaştırmaya karşı olmadığını, ancak mevcut durumun haklarını korumadığını ifade etti.