Merhaba,

Merhaba,
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

Ben 20 yaşında, üniversite 2. sınıf edebiyat öğrencisiyim. Kimi için hayata yeni başlayan, kimi için toy, kimi içinse 20 yaşını görmüş bir büyüğüm... Bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var: İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimin ardından şimdi de gurbette üniversite okumaya çalışan bir öğrenciyim. Bir vesileyle gazetede köşe yazmaya uzanan bir yolculuğa çıktım. Bu bağlamda Göynük Gazetesi'ne bana bu fırsatı verdiği için ayrıca teşekkür ederim. İlk yazımda eğitim öğretim konusuna değinmek ve biraz da hayata öğrencilerin perspektifinden bakmak istiyorum. Küçüklüğümüzden beri hayatımız okullarda geçiyor. İlkokuldan, ortaokuldan, liseden sonra belki de en kritik anımız olan üniversite sürecine geliyoruz. Üniversiteyi kazanmak için ders çalışmak, sarsıntılı ve sancılı bir süreç. Zamanın yaklaşmasıyla birlikte derslerle cebelleşmek, ailenin her anlamda yanında olması ve onlara verdikleri emekleri karşılıksız bırakmamak için gösterilen çaba... Başarabilme arzusu, mental ve fiziksel olarak insanı yoran unsurlardan sadece birkaçı. Bir şekilde bu sürecin sonuna geliyoruz. Sınava giriyoruz ve sınav çıkışında kuş gibi hafifliyoruz; o sancılı süreç sona eriyor ve yeni bir serüvene adım atıyoruz. Üniversiteyi kazanmak, bir şeyleri başarmış olmak inanılmaz bir his. Ancak her şeyin daha kolay olacağını düşünmek, hayal kırıklığına dönüşebiliyor. Yeni bir şehre alışma süreci, aile evinden uzakta olmak, sorumlu olduğun derslerin daha ağırlaşması... Tüm bunlar, okumanın kazanmak kadar zor olduğunu gösteriyor. İstediğin okula ilk girişin, bölüm dersine ilk adım atışın, amfide oturduğunda hissettiğin tatlı telaş, heyecan ve kaygı... Bunlar, yıllar geçse de unutulmayacak hisler ve deneyimler. Yurtta geçirilen o ilk gece bile çok farklı; içinizdeki şiddetli fırtınalarla birlikte hafif bir burukluk yaşarken, bir köşede başarma hissi de var. Üniversite yılları, bilgi ve becerilerin artmasını sağlarken, aynı zamanda sorumluluk ve kimlik kazanma sürecinde de büyük rol oynuyor. Öğrenci olmanın zor tarafları elbette var: gelecek kaygısı, eğitim sırasında yaşanan sıkıntılar, barınma ve beslenme sorunları, ekonomik zorluklar... Özellikle kitapların fiyatlarının fahiş olması ve ulaşımın zor olması, öğrenci hayatını daha da zorlaştırıyor. Üniversite hayatı sona erip mezun olduktan sonra gelen iş bulma sıkıntısı da cabası. Bu süreçte yaşanan baskılar, stres ve kaygılar peşimizi bırakmıyor. Elbette daha kaleme alınmamış pek çok mesele var ama kısaca bazılarını dile getirmek istedim. Her şeyde olduğu gibi, öğrenci olmanın da zorlukları var ama çaba ve emekle bunların birçoğu aşılabilir. İçimizdeki heyecan, güç ve azimle her şeyi başarabiliriz. Sevgiler ve saygılar…

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

3 yorum yapılmış

  • Firdevs (2 ay önce)
    Ne kadar hoş kaleme alınmış bir analiz, yeni nesilden böyle parlak zihinler görmek gerçekten umut verici. Yazıların devamını heyecanla bekliyoruz.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Reyhan B (2 ay önce)
    20 yaşını görmüş büyük insan ,yazılarınızı dört gözle bekliyorum .
    %100
    %0
    Yanıtla
  • İsmail (2 ay önce)
    Tebrik ederim.etkileyici.devamini bekleriz
    %100
    %0
    Yanıtla