Bozoklu Osman Şakir'in İran Sefaretnamesi ve Göynük'e Yolculuğu

Bozoklu Osman Şakir'in İran Sefaretnamesi ve Göynük'e Yolculuğu
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-


19 Ekim 1810 (20 Ramazan 1225) tarihinde İstanbul’dan İran’a doğru yola çıkan Yasinci-zâde Abdülvahhab Efendi’nin mahiyetine tercüman olarak verilen Bozoklu Osman Şakir tarafından kaleme alınan ‘İran Sefaretnamesi’ adlı eserde, İstanbul’dan İran’a kadar olan yol güzergâhındaki yerlerden bahsedilmiş ve bizzat Osman Şakir tarafından resmedilmiştir. Sefaretnâme’yi yazan Bozoklu Osman Şakir Efendi aynı zamanda bir ressamdır ve uğradıkları yerleri yazmanın yanında resimlerini de yapmıştır. Nitekim 80 varaktan oluşan sefaretnamede 31 yerin resmi vardır. Bu resimli yazmaların içinde; Geyve, Taraklı, Tirebolu (Göynük), Mudurnu, Bolu, Köroğlu Çeşmesi, Gerede ve Bayındır isimli resimli yazmalar Bolu sınırları içinde yer alan yerlerdir.

Padişah II. Mahmud döneminde Tercüman ve aynı zamanda ressam olan Bozoklu Osman Şakir, Göynük’ü (Tireli, Tirebolu) şöyle anlatır:

Şakir Efendi, Taraklı’dan altı saat Tireli (Göynük) tarafına gittiklerini; Tireli’ye gelerek burada konakladıklarını anlatır. Şakir Efendi, Tirebolu olarak da adlandırdığı bu kentte, Fatih Sultan Mehmet’in (1451-1481) kardeşi Süleyman Paşa tarafından yaptırılan bir hamamın öyküsünü anlatır. Öyküye göre, bu hamamın kubbesi ter saçarmış. Şehzade Süleyman Paşa, Akşemsettin Veli’ye giderek kubbenin ter damlatmaması için yardım ve dualarını rica etmiş. Akşemsettin de Tanrı’ya dua edince kubbenin damlaması kesilmiş, terleme ve damlamalar tamamen yok olmuş. Şakir Efendi, kendilerinin bu keramete vakıf olamadıklarını, ancak orada abdest alarak Akşemsettin ve Kadı Beyzavi şerhi yazarı Sudi Çelebi’nin türbelerini ziyaret edip dua ettiklerini ve daha sonra misafirhaneye geldiklerini, burada rahat bir şekilde dinlendiklerini anlatır. Ertesi gün seher vakti yine Akşemsettin’i ziyarete gitmişlerdir. Şakir Efendi, kentin resmini yaparken burada türbenin de tasvir edildiğini belirtir. Kafile buradan kıratlara binerek yine aynı şekilde dağ, ova ve vadileri seyrederek sekiz saat sonra “Mudurnu denilen büyük köye” gelmiştir.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

1 yorum yapılmış

  • Mustafa gündüz (2 ay önce)
    Bu anlatimda bur yanlislik var gazi suleyman paşa fatih Sultan Mehmet Han nin kardeşi değil orhan gazının oğlu dur Akşemseddin ile aynı dönemde yaşamamışlardır.goynuk eski ismi Tirebolu değil torbali dir osmanlicadan Türkçeye çevirirken yanlış çevrilmiştir.
    %100
    %0
    Yanıtla