DİLİMİZİ BİLİNÇLİ KULLANMAYA DAVET
- Telegram
Herkes konuşuyor bir şekilde, yazıyor ama nasıl konuşuyor ve yazıyor? Hiç düşünüyor muyuz kullandığımız kelimeleri doğru mu telaffuz ediyoruz, doğru yerlerde mi kullanıyoruz? Ya da kullandığımız kelimelerin kökü Türkçe mi yoksa başka kültürlerle etkileşim halindeyken başka kültürlerden mi almışız o kelimeyi? Bu konuda toplumumuzda farkındalığın oluşması gerekiyor bana göre. Dilimiz konusunda çok fazla hassasiyetin olmadığını gözlemliyorum. Bilmem, bana katılır mısınız?
Dil; duygu ve düşüncelerin anlatımında kullanılan , insanlar arasındaki iletişimi sağlayan bir materyaldir . Bilgi aktarımını geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe sağlayan olmazsa olmaz bir araç bir vasıtadır. İnsan , sosyal bir varlıktır . Hâl böyle olunca sosyalleşmek için iletişime , iletişim kurmak için de dile ihtiyaç duyarız . Dolayısıyla dilimize karşı hassas olmalı, kelimeleri doğru şekilde ve doğru yerlerde telaffuz etmeliyiz. Nitekim dil, milletin varlığı ile doğrudan ilişkilidir. “Millet olmadan dil, dil olmadan millet olmaz.” dememizde hiçbir sakınca görmüyorum. Milletin gelenek ve göreneklerini, kültürünü geleceğe aktaran araç , dildir. Milletin kültürü, dil vasıtasıyla geleceğe aktarılırken dilin yine bu süreçte değişimler geçirdiğini görürüz. Çünkü dil, canlıdır. Var olduğu toplumdaki değişim ve gelişimlere paralel olarak değişir ve gelişir. Var olduğu milletin başka milletlerle etkileşiminde farklı milletlerden kelimeler alabilir. Bu kelimeler zamanla benimsenir ve artık bütün olarak dilde kullanılmaya başlanır. Bu durum, yaşanılan olayların dile aksetmesiyle dilin tabii olmasıyla doğrudan ilintilidir.
Dili, konuşma dili ve yazı dili olarak ayırmak mümkündür. Konuşma dili içerisinde ülkenin bölge ve şehirlere bağlı olarak değiştiği bölümleri vardır. Bunlar nelerdir? Bunlar ağız, şive ve lehçelerdir. Prof. Dr. Muharrem Ergin’ e göre ağızlarda ses, şivelerde ses ve şekil, lehçelerde ise ses ve şekil dışında başka kelime ayrılıkları da göze çarpar. Şu an ikamet ettiğim coğrafya olan Bolu’nun Göynük ilçesinde ve köylerinde bu ağız farklılıklarını görmek mümkündür. Bu farklılıklar elbette kullanılsın. Nitekim farklılıklar dilin zenginliğini gösterir. Ancak konuşma dilini her yerde kullanmamız doğru değildir. ResmÎ kurumlarda ve yazışmalarda , topluma hitap ederken ölçünlü dil kullanılmalıdır. Ölçünlü dil, dilin temel kurallarını içeren dildir. Konuşma dilindeki yörelere özgü ağız farklılıklarını kullanmak bir samimiyet göstergesi olabilir. Dediğimiz gibi, milletin ve dilinin sıcaklığını hissettirebilir ancak her zaman kullanılmamalıdır. İnsanlarımız, bu farkındalığa sahip bir şekilde dillimizi doğru yerlerde ve doğru şekillerde telaffuz etmelilerdir.