Öğretmenler Günü: Hayatımıza Işık Tutanlar
- Telegram
24 Kasım, benim için sadece doğum günü değil; öğretmenlerimizi saygı ve minnetle andığımız, onların hayatlarımızdaki etkisini bir kez daha düşündüğümüz anlamlı bir gün. Birçok kişi gibi ben de öğretmenlerimin hayatımda derin izler bıraktığını hissediyorum. Her biri, bende iz bırakan, yolumu aydınlatan bir ışık olarak yanımda. Özellikle çocukluğumun en güzel ve en değerli hatıraları, Bolu’nun Göynük ilçesine bağlı Çamlıca Köyü İlköğretim Okulu’nda saklı.
Ben o okulda, tek bir sınıf içinde, 1. sınıftan 5. sınıfa kadar farklı yaşlardan öğrencilerle aynı sınıfta eğitim gördüm. Bir sınıf düşünün; küçük bir soba başında toplanmış öğrenciler, aynı sıralarda farklı yaş gruplarından çocuklar, ders saatlerinde birer sır arkadaşına dönüşüyor. Okul, bizim için sadece öğrenim yeri değil, bir ev gibiydi. Sobanın üzerinde ısıttığımız yemekler, paylaşılan dostluklar, yardımlaşma ruhu… Ve tüm bunların içinde bizlere güven veren, her fırsatta yanımızda olan bir öğretmenimiz vardı: Hasan Kolaç.
Hasan Öğretmen, bizim için sıradan bir öğretmenden çok daha fazlasıydı. Bilgisiyle, merhametiyle, şefkatiyle her birimize dokundu. Okul uzak, yol çamurlu olduğunda bizleri kendi aracıyla evlerimize kadar bırakacak kadar düşünceliydi. Bir gün, yemeğimizi sobanın üzerinde ısıtırken içine toz karıştığında, kendi yemeğini bize vermekten çekinmeyecek kadar cömertti. Bu gibi anılar, yıllar geçse de zihnimde silinmeyen, kalbime işleyen hatıralar olarak kaldı. Hasan Öğretmen’in bana kazandırdığı en büyük değer ise, “Ne bulursan oku” sözüydü.
90’lı yılların başlarında, özellikle küçük köylerde, kitaba veya gazeteye ulaşmak zordu. Hasan Öğretmen, bu zorluklara rağmen okumayı, öğrenmeyi en büyük hazine olarak gösterdi bize. Bir kağıt parçası, bir eski gazete kupürü… Her şeyi okumamızı teşvik etti. Bu öğüt, yaşamım boyunca bana rehber oldu. Bugün, yeni bir kitap aldığımda, onu açarken ilk aklıma gelen şey yine bu söz olur. Belki o günler geçip gitti ama Hasan Öğretmen’in bu öğüdü, hayatıma yön veren bir felsefe olarak kalmaya devam ediyor.
Bu düşünceyle büyüdüm, kitap okumayı bir alışkanlık haline getirdim. Ancak evimde bir kütüphane oluşturmaktansa, kitaplarımı bağışlayarak başkalarına ulaşmasını sağlamak bana daha anlamlı geliyor. Bolu Tabaklar Mahallesi muhtarlığına ilk kitap bağışımı yaptığımda hissettiğim mutluluğu hâlâ hatırlıyorum. Ardından Bolu’daki hayvansever derneği BolPati’ye, Bolu Gazeteci ve Yazarlar Derneği’ne ve Göynük’teki Bayındırevi Kütüphanesi’ne de birçok kitabımı verdim. Kitapların insanların hayatına dokunmasını, benim ulaşamadığım o eski günlerdeki gibi başkalarının da okumaya erişimini sağlamak benim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu.
Bugün, Hasan Kolaç gibi değerli bir öğretmene sahip olduğum için çok şanslıyım. Ama elbette, bu yolda emeği geçen tek kişi o değil. İlkokuldan liseye, üniversiteye ve yüksek lisansa kadar her eğitim basamağında beni destekleyen, rehberlik eden tüm öğretmenlerimi sevgi ve minnetle anıyorum. Onların her biri, hayatımda bir tuğla koyarak beni ben yapan yolun taşlarını döşediler. İyi ki varlar; iyi ki yolumuza ışık tutanlar, bize rehberlik edenler onlar.
Bu özel gün vesilesiyle tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyorum. Öğretmenlerimizin ellerinden sevgiyle, minnetle öperken, onlara duyduğum sonsuz saygıyı ve sevgiyi kalbimde taşıyorum. Onlar bizim ışığımız; hayatımıza rehberlik eden, bizi yarınlara hazırlayan en değerli varlıklarımız. İyi ki varlar, iyi ki bizim öğretmenlerimiz onlar.
(29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ilk sayısını dağıttığımız Göynük Gazetesi’ni büyük bir heyecanla karşılayan tüm okuyucularımıza da teşekkür etmeyi bir borç bilirim.)