DİNLE BENİ ÇOCUK
- Telegram
Bazı akşamlar vardır;
Ruhumuzun hüzün deryasında boğulduğunu hissettiğimiz.
Karanlıklarda tek başına kalmış bir çocuğun annesine duyduğu hasret gibi.
Acıtan ve inciten..
Ilık ve aydınlık bir sabahta denizin kıyısına vuran güzel saçlı çocuğun,
Aydınlık ve temiz yüzüne bakakaldığımız..
O ıssız,o buruk,o yaralayan duyguların esiri olduğumuz.
Çaresiz hissettiren duygularla ve yaralarla,
Alemlerden alemlere akıp gittiğimiz..
Her zerremize kadar titreten ve inleten.
Aman,medet !
Yok mu bunun bir çaresi,bir reçetesi diye yanıp kavrulduğumuz,
Annesi ölüm döşeğinde olan çocuk gibi ağlayarak,
Son bir umut,
Son bir nefesle,
Yerde ki ve gökte ki tüm tabiplerin kapılarına dayandığımız..
Ey küçük ve bakıma muhtaç,
Ey büyük ve kendine tutsak.
Bir ananın kuzusu,
Bir idamlığın celladı,
Ey içinde yangınlar ve fırtınalar taşıyan çocuk..
Öylesine ızdıraplı duygular vardır;
Kelimelerin taşıyamadığı ve taşıyamayacağı.
İşte çocuk,
Öyle bir hicranın kıyısındasın ve kendine bakmaktasın.
Sakın korkma !
Anlatamamaktan ve anlaşılmamaktan..
Asla umudunu yitirme,
Ümitsizlik batağına düşme.
Bir sabah gelecek çocuk;
Güneşten aydınlık,
Gökyüzünden mavi..
Derin bir nefes al ve kendini,kendine bırak.
Ve sakın unutma çocuk;
Birbirine yabancılık çeken kelimelerdir,duygular değil.
Duyguların denk,
Kelimelerin kifayetsiz olduğu o zamanda ve diyarda,
Karanlık bir gecenin sabah güneşi gibi doğmak ve bulmak üzere...