Hoşgel 2025...

Hoşgel 2025...
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

 

Taptaze bir yeni yılın ilk gününden merhabalar sevgili Göynük Gazetesi okurlarım...

 

İyisiyle kötüsüyle, doğal afetiyle doğal olmayan afetleriyle, canımızı yakan nefesimizi kesen birsürü vahşete şahit olmakla beraber yarınlara umutla bakmamızı sağlayan olayların da gerçekleştiği 365 günlük bir serüveni bitirip yeni bir döngüye başlamanın tatlı heyecanıyla yeni bir yıla girmiş bulunmaktayız.

Başlangıçlar her zaman heyecan uyandırır. Umut barındırır. Yapamadığımız ne varsa, başarıyla bitiremediğimiz ne kadar hedefimiz olduysa sil baştan yeniden motive olmuş bir şekilde azimle başaracağımıza inanırız, umutla dolarız. İnsanın fıtratında vardır umut. Umudumuz olmasa yaşanan kötü olaylara nasıl dayanırdık. Zulüm yapanın cezasını çekeceğini bilmek buna inanmak rahatlatır bizi. Ve eğer bu dünyada cezasını çekmediğine inandığımız kişilerin büyük hesap gününde Allahın huzurunda hesap vereceğini bilmek cezasını çekeceğini bilmek sakinleştirir bizi. Malumunuz Gazze'de Filistin'de sednaya hapishnaesinde yaşananlar gözümüze sokulduğunda anlık olarak nefes almaya ar ettik uyumaktan gülmekten çekindik. Malesef göre göre o zulümlere de alıştık. 

Dimağıma kazınan bir görüntü olmuştu sosyal medyadan. Küçücük bedeniyle kanlar içinde kalmış ve muhtemelen ailesini kaybetmiş bir çocuğun bağıra bağıra "Allah'tan başka güç ve kuvvet yoktur, en büyük O'dur." Bu nasıl bir teslimiyet nasıl bir tevekküldür. O sırada çorabının tekini bulamadığı için sinirlenip bağıran oğlumu görünce derin düşüncelere dalmıştım. Coğrafya elbette ki kaderdir. Ama gücünü paradan ve silahtan alan toplumların çok kolay bir şekilde soykırım yapmaları kanıma dokunuyor. Toprak işgal etmek bu kadar kolay olmamalı. Barış içinde yaşamak zor olmasa gerek. Belkide bu hassasiyetim Almanyada doğup büyüyüp ilkokulu da orda okumamdan kaynaklanıyor olabilir. Gerçi çocuklara yapılan zulme sessiz kalmamak insan olmanın gerekliliğidir bana göre. Fakat almanyada yaşarken "mülteci" olmadığımız halde sürekli "pis türkler defolun" sözlerine muhatap olmanın getirdiği bir hassasiyet var. Öğretmen tarafından da dışlanırdık markette sokakta da dışlanırdık kovulurduk. Keşke dünyanın hiçbiryerinde bu tarz olaylar yaşanmasaydı. İnşallah yeni yılla beraber böyle vehim olaylara şahit olmayız. 

 

Dua edip umut etmekten başka elimizden ne yazık ki bişey gelmiyor. 

Yeni yıl hepimize yenilikler getirsin, umutlarımız yeşersin, elbette ki olumsuzluklar olacaktır ama zulmün bitmesi tek dileğim. 

İnsanoğlu artık mutlu olsun.

Sevgiyle ve umutla kalın...

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.