Bolu'nun ateşle imtihanı

- Telegram
21 Ocak 2025 gün felâket hem şehrimiz için hem güzel ülkemiz için. Deprem oluyor ölüyoruz, sel oluyor ölüyoruz,yangın oluyor ölüyoruz,sağlıksız gıdalar yüzünden ölüyoruz. Ölmek, yaşamaktan daha kolay hale geldi neredeyse bizim için.
Sayılardan ibaret yaşamımız! çok çok üzücü...Çok uzak tarihe bakmaya gerek yok daha yaz aylarında Göynük’te Gerede’de büyük yangınlarla sarsılmadık mı biz ne önlem aldık peki? Biz sanıyoruz ki ölüm hep tanımadığımız insanların başına gelecek yada gördüğümüz felaket olaylar bize çok uzak hayır aksine tam dibimizde!
“76 kişinin hayatını kaybettiği bir gecede yaklaşık toplam 9 milyon lira konaklama ücreti elde eden otelin işletmecisi Kartal Otel Turizm şirketinin 2021, 2022 ve 2023 yıllarında vergi matrahı yok! Teşviklerden yararlanıp vergi ödemiyorlar, otellerine çivi çakmıyorlar.” şeklinde iddialar var korkunç komple yeni yatırım ve öncelikli bölge diye Ticaret Bakanlığı'ndan teşvik almışlar yazık alınan teşvikleri keşke önlem için kullansanız otel sahipleri! Bir yangın sensörünü bile çok görmüşsünüz yazık değil mi giden canlarımıza , kıymetli değerlerimize…
Yaşanan felâket sonrası cenazelerin teşhis edilmesi için çağrılan kullanılan kamyona ne demeli peki? Üzerinde kızarmış tavuk resimleri duruyor; gelen tepkiler üzerine sonrasında kaldırmak akıllara geliyor!
Bakın bizim 2002 yılında yürürlüğe giren binaların yangından korunması hakkında yönetmelik gayet yeterli bir yönetmeliktir,katı ve kesin kuralları vardır,gri alanları yoktur. mesafeler rakamlar ölçüler bile nettir, uyacaksın. Yangının şakası yok,asla yok. Bir kıvılcım dahi çıksa anında söndüreceksin, sönmüyorsa da insanların kaçabileceği kadar zamanı yaratacaksın, kaçış yolunu belirteceksin, aydınlatacaksın, kaçış güzergâhını temizleyeceksin, itfaiyenin girmesi için merdivenlere dışardan giriş sağlayacaksın.
Sosyal medyaya baktığımız zaman sanki tek suçlunun yan otelde konaklayanların olduğu gibi bir durum gelişti. Belki kasıtlı ve tek bir merkezden yönlendirilen ya da belki Türk insanının tepkiselliğine karşı bundan faydalanma amaçlı sinir uçlarına dokunan "nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyorsunuz" alt metinli paylaşımlarıyla, yangının asıl sebebi ve sorumlularının üzerine gidilmesine engel teşkil ediyorlar. Olaya ilişkin uzman bir görüşü sizinle paylaşmak istiyorum:
“Davranışsal dünyada da bunun bir karşılığı var. Eğer kitle otoriteden çok fazla korkuyorsa, sesini çıkaramayacağı garanti olan başka bir suçlu devşirmede çok hızlı davranır. Mesela bu olayda, yangının çıkma sebebi her neyse, otelin eksiklikleri ve bu eksikliklerin hangi regülasyonların uygulanmaması sonucu bu yaşamların yitirildiğini sorgulamak yerine, yan otelde kayak yapanların etik açıdan problemli aksiyonlarını nefret yöneltme istikameti olarak seçer. Bunun arkasında yatan şey ise:
1. Güçlü olan otoriteye karşı tavır takınmamış olma güvenli pozisyonu
2. Herkesin suçlu olduğunu kabul edebileceği bir günah keçisinin bulunmuş olması
3. Bu günah keçisinin özellikle etik sebeplerden ötürü kendisini savunamayacak olmasından mütevellit suçun üzerine cuk oturması
Kitle burada zaten seçimini yapmıştır. Otel yangını olayında, ne regülatörün, ne regülasyonları uygulayıcı ve takip edicisinin ne de işletme/sermaye sahibinin suçu olmadığını kabul etmiştir aslında bir bakıma. Çünkü bütün olayda suçun büyük kısmı yani nefret dalgasının büyük kısmı artık bir tarafa yönlendirilmiştir bile.
Bu davranışın gerçek suçluların ortaya çıkmasında/çıkarılmasında büyük bir engel teşkil ettiğini anlamak gerekiyor. Aksi halde sıradaki sorumsuzluk olaylarında yine asıl sorumluluk sahipleri olaydan sıyrılırlar ve kenarda suçun kendisi ile doğrudan alakası olmayıp, ahlaki açıdan yanlış yapan ve aptalca davrananlara yüklenir suçun büyük kısmı ve genel olarak da olaydan çıkarılacak ders çıkarılamaz ve gelişim sağlanamaz.
Yan otelde kalanların vurdumduymaz hareketleri ahlaki açıdan büyük sorunlar barındırır ve ayıplanmalıdır. Fakat otel yangını ile sebep-sonuç ilişkisi uyarınca bir ilgisi yoktur. Konunun fokal noktasının tekrardan kazanılması adına bu konuya dikkat edilmesi gerekiyor”
Geçmişe dönüp bakacak olursak; Bizans'ta az görülen yangınların, fetihten sonra yapı biçiminin değişmesiyle nasıl arttığı, yangınların sonuçlarının toplumu nasıl etkilediği ve buna karşı alınan tedbirler, örgütlenme çabaları yönetimin ve halkın yangına karşı tutum ve davranışı açıklanmaya çalışmaları yapılmış yıllar geçmiş biz yine yangınlarda büyük kayıplar veriyoruz maalesef.
Güzel şehrimiz Bolu’ya ülkemize hepimize büyük geçmiş olsun ama Göynüğü ve yapılaşmamızı düşünelim şapkayı önümüze koyalım ahşap yapılı evlerde oturuyoruz ve evlerimiz dip dibe yangının diğer evlere sıçraması, büyümesi çok kolay biz bu konuda neler yapabiliriz kayıpları riskleri nasıl en aza indirebiliriz ders çıkarabiliriz buna bakmalıyız…