'Sonsuz Bir Şimdi' ve Akrebin Yolculuğu

- Telegram
İbn-i Arabi’ye “Peygamber devri ne güzel devirdi, içinde bulunduğumuz zamansa ne kötü” diyorlar. Bunun üzerine, “ben yine o devirdeyim, benim için başka bir devir yok” diyerek yanıt veriyor. Bu söz zamanın mahiyeti,zaman kavramı hakkında müthiş kapılar aralayabiliyor insanda epey nostaljik de olsa zamanı değerlendirme anlamında epey fayda sağlayacak başyapıt filmlerden olan bir film gelmişti aklıma! Film her insan üzerinde farklı etki bırakır farklı düşüncelere yönlendirir o an insanın ruh haline göre duygu fırtınaları da koparabilir ama naçizane bir önerim olacak bilmeyenler için:
Ömer Kavur'un yönettiği "Akrebin Yolculuğu". Bu film, 1997 yılında Göynük’te çekilmiş ve birçok film festivalinde övgü almış bir sanat filmidir. Film, bir saat ustası olan Kerem'in (Mehmet Aslantuğ) bir kasabaya saat kulesini tamir etmesi için gönderilmesini ve orada yaşadığı tuhaf olayları ve giderek karmaşıklaşan kendini tekrarlayan bir dizi olayı anlatır. Bu olaylar, bir cinayet ve kaybolan ceset ile daha da karmaşık hale gelir ki işin içinden çıkılamaz hale gelir. Ömer Kavur filmlerini bilenler yönetmenin zaman kavramına olan ilgisini zamanda yolculuğunu bilir; filmde zaman kavramı git gide yok olmaktadır saat tamircisi güzel kasabaya yani Göynüğümüze gelir, öldükten sonra kendine yaptığı yolculuğu da anlatır.
Ömer Kavur’un elinin lezzetinin değdiği film büyüleyici saat kulesinin güzelliğine ilçemizin Sünnet Gölü gibi, komşu Sülüklü Göl gibi doğal güzelliklerin de eklenmesiyle bambaşka tadlar vermektedir yıllar öncesinden. Film tekrarlardan ibaret, sürekli başa dönerek devam eden bir döngü söz konusu bozuk bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir sözüne arada gönderme olabilir mi diye düşünüyor insan yada kendi içsel yolculuğuna veyahut ‘bir ipin anlamı ve onunla yapılabilecekler’ ipi tutan kişiye bağlı olarak değişir fikrini ortaya atan, dört kadının hikayesi barındıran, kadın ve insan olmanın kesişim noktasına işaret eden ünlü sinema ve tiyatro eseri Penelope'nin Örgüsüne bir gönderme mi? Bilinmez.
Filmde Esra ile Kerem pazarda karşılaştıklarında (aslında Göynük panayır günleri) Esra'nın çok miktarda ip satın aldığını gören Kerem "bunca ipliği ne yapıyorsunuz?" diye sorunca Esra "dokuyorum, tezgahım var ve dokuyorum, yüzlerce metre" cevabını verir. Penelope da Odysseus'un Truva Savaşı'na gitmesinin ardından yıllarca beklemiş, talipleri artınca da dokuduğu bezi tamamlayınca içlerinden biri ile evleneceğini söylemiştir. Ancak Penelope o anın gelmemesi için dokuduğu bezi her gece tekrar söker ve döngüyü devam ettirmeye çalışır. Yüzlerce metre dokunan kumaş hiç bitmemesi ve sürekli tekrarı istenen bir gerçeğe işaret ediyor gibi görünmektedir. Bu da Kerem'in Esra'dan ayrıl(a)maması gibi yorumlanmış bazı sinema eleştirilerinde.
Filmde çeşitli metaforlar işaretler kullanılır zaman kavramını yeniden boyutlandırmak için dokuma tezgahı da bunlardan birisi gibi Saatleri Ayarlama Enstitüsü tadı da alırsınız Tanpınar’ı yâd eder insan ama filmde geçen diyalog alır götürür çocukluğuna :
-küçükken çok dolaşmıştım. bazen haritada bile bulunamayan yerler... Babam işinin olduğu her yere götürürdü beni. Çok itibarlı biriydi babam. Düşünceli, aydınlık bir yüzü vardı. Her yolculuk dönüşümüzde o saat kulesini görürdüm. Dönüş yolundaki bir fenerdi sanki. O feneri her görüşümde bu benim derdim, bu saat kulesi benim… sahi bizim de yollarımız geçtiğinde içimizi ısıtıp yol gösterici bir deniz feneri görmüyor mu bu güzel saat kulemiz?
Zaman kavramına geri dönecek olursak İbn-i Arabinin, “ben yine o devirdeyim, benim için başka bir devir yok” vurgusu, “sonsuz bir şimdinin” vurgusudur umarım değerli zamanınızı boşa çıkarmamıştır bu yazı ve bu film önerisi!
Zaman boyutu anlamında ümmül vakt (zamanın anası) ve ibnül vakt (vaktin oğlu) kavramlarına bir küçük merak duygusu uyandırabilirsem yönlendirme yapabilirsem ne mutlu.
Ümmül vakt, tüm zamanların kaynağı olan ilahi bir hakikatin ifadesidir. Burası, zamanın başlangıcı ve sonu olmayan bir boyutudur; burada da ezel ve ebed kavramları devreye girer. Ezel, başlangıcı olmayan bir zamansızlık; ebed ise sonu olmayan bir zamansızlıktır. Allah ise ezeli ve ebedidir. Hepimiz Allah’a emanet yazılarım da sizlere…