Göynük'te Ramazan: Paylaşmanın, Hoşgörünün ve Bereketin Ayı

Göynük'te Ramazan: Paylaşmanın, Hoşgörünün ve Bereketin Ayı
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

 

Göynük’ün tarih kokan sokaklarında Ramazan ayı bir başka güzel... Her yıl olduğu gibi bu yıl da bu kadim kasabada Ramazan’ın manevi huzuru, geçmişin izleriyle yoğrulmuş gelenekleri ve samimi sohbetleriyle içimizi ısıtacak. Burada, modern dünyanın telaşı bir kenara bırakılır; Ramazan, geçmişle geleceği buluşturan bir köprü gibi yaşanır.

 

Güneş doğmadan önce Göynük’ün eski evleri, taş duvarları arasında sessiz ama derin bir huzur hissedilir. Camilerden yükselen ezan sesi, adeta yüzyıllardır bu topraklarda yankılanan duaların bir yankısı gibidir. Dar sokaklarda, asırlık çınarların altında Ramazan’ın ruhu hissedilir. Her köşede, eski zamanların izleriyle bezeli bu özel ay, içimize huzur serper.

 

İftar vakti geldiğinde ise Göynük sofraları ayrı bir güzelliğe bürünür. Nesilden nesile aktarılan tariflerle hazırlanan yemekler, sadece karnımızı değil, ruhumuzu da doyurur. Göynük güveci, kısık ateşte ağır ağır pişen lezzetiyle damakları şenlendirirken, mis gibi tarhana çorbası, sacda pişen yufka ve sıcacık bazlamalar sofraları şenlendirir. Ama en önemlisi, bu sofralar yalnızca yemek için değil; paylaşmak, bir araya gelmek ve dostlukları pekiştirmek için kurulur.

 

Göynük’te Ramazan demek, iftardan sonra komşuların birbirine uğraması, tatlı bir sohbetin koyulaşması demektir. Kapılar ardına kadar açılır, sıcak çorbalar, tazecik börekler komşularla paylaşılır. Kimse iftarını tek başına yapmaz; herkes birbirinin sofrasına ortak olur. İşte bu, yüzyıllardır süregelen bir gelenektir ve Ramazan ayının en güzel yanlarından biridir.

 

Teravih namazlarından sonra cami avlularında, minarelerden yükselen duaların gölgesinde eski dostlarla yapılan sohbetler, geçmişin hikâyelerini bugüne taşır. İnsan, Ramazan’ın getirdiği manevi atmosferde, huzuru ve paylaşımın kıymetini bir kez daha hisseder.

 

Göynük’te Ramazan, sadece oruç tutmak değil; affetmek, hoşgörü göstermek, paylaşmak ve geçmişin mirasını geleceğe taşımaktır. Burada her “Hayırlı Ramazanlar” dileği, içten bir sevgiyle, dostça bir selamla söylenir. Geleneklerin korunduğu, maneviyatın her köşeye sindiği bu ayda, hepimiz için içsel bir huzur ve barış dilemekten başka ne olabilir ki?

 

Tüm Göynüklü hemşehrilerime gönülden selamlarımı sunuyorum. Ramazan ayınız hayırlı, huzurlu ve bereketli olsun.

 

Bu vesileyle, yazılarımıza gösterdiğiniz ilgi için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Göynük Gazetesi’ni sosyal medyada da takip ederek bizlere destek olabilir, paylaşımlarımızın daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlayabilirsiniz. Hep birlikte, Göynük’ün kültürel mirasını yaşatmaya ve Ramazan’ın manevi atmosferini paylaşmaya devam edelim.

 

Saygılarımla...

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.