Aydınlık Savaşçıları: Karanlığı Aydınlatan Eller

Aydınlık Savaşçıları: Karanlığı Aydınlatan Eller
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

Kıymetli Kaymakamımızın deyimiyle bizler, "aydınlık savaşçılarıyız." Onun bu tanımı, bizim mücadelemizi en güzel şekilde ifade ediyor. Öğretmenler, memleketimizi eğitimle aydınlatırken, bizler de ışıkla aydınlatıyoruz. Peki, evlerimizi aydınlatan bu ışık, bu elektrik nasıl ulaşıyor hiç düşündünüz mü? Bizler bu ışığın ardındaki görünmez kahramanlarız.

Elektrik, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Çıranın ve gaz lambasının zar zor aydınlattığı günler, sobanın odun ve kömürle yakıldığı dönemler çok da uzak değil. Ancak teknoloji ilerledikçe, elektrik tüm bu eski alışkanlıkların yerini aldı. Bugün bulaşığımızı yıkayan, yemeğimizi pişiren, evimizi ısıtan cihazların hepsi elektrikle çalışıyor. Evlerimizdeki televizyonlar, bilgisayarlar, telefonlar; tüm modern hayatımız elektrikle dönüyor. Ancak, elektriğin değerini çoğu zaman fark etmiyoruz. Ta ki elektrik bir anlığına kesilene kadar.

Elektrik kesildiğinde, hayat bir anda durma noktasına geliyor. Çoğumuz bu kesintilere tahammül edemiyoruz. "Nerede bu elektrik?" ya da "Bunların yapacağı iş de bu kadar olur!" gibi sitem dolu cümleler dillerimizden dökülüyor. Fakat o elektriği size ulaştırmak için verilen mücadeleyi düşündünüz mü hiç? Bizler, aydınlık savaşçıları, bu ışığın sürekliliği için ne zorluklar çekiyoruz?

Bir arıza meydana geldiğinde, bizler için zaman durur. Hangi saat olursa olsun, hangi hava koşulunda olursa olsun harekete geçmek zorundayız. Dağlarda, vadilerde, hat boyunca yürürüz. Ayazda, çamurda, yağmurda, karın içinde arıza ararız. Ayağımızdaki çizmeler çamura batarken, soğuk rüzgar yüzümüzü keserken, tek bir düşünceyle ilerleriz: ışığı yeniden yakmak. Göbeğe kadar kara saplanmış bir halde yürürken ya da metrelerce yükseklikte bir direkte çalışırken, aklımıza sevdiklerimiz gelir. Bazen o anlarda gözünüzün önüne çocuklarınızın, eşinizin yüzü gelir. Ama o anda vazgeçmek bir seçenek değildir. Çünkü bizler için görev her şeyden önce gelir.

Doğa her zaman bizimle dost değildir. Çoğu zaman karanlıkta, yalnızca bir el fenerinin ışığında çalışırız. Yabani hayvanlarla karşılaşmak ya da zorlu doğa koşullarıyla mücadele etmek işimizin bir parçasıdır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, içimizde bir umut taşırız: evlerdeki ışığı yeniden yakmak. O ışığı yaktığımızda, tüm yorgunluğumuzu unutuyoruz. Bir evin içinde yanmaya başlayan lambanın ışığını görmek, yorgunluğumuzu ve çektiğimiz sıkıntıları silip götürüyor. Çünkü o ışık sadece bir lamba değil; o ışık, insanların huzuru, konforu ve mutluluğudur.

Bu zorluğun bir de insani boyutu var. Bizler, çalışırken sürekli sevdiklerimizi düşünürüz. Evden çıkarken eşimizle, çocuklarımızla helalleşmek zorunda kalırız. Çünkü bu meslek, her zaman risk taşır. Metrelerce yükseklikteki direklere tırmanırken ya da yüksek gerilim hatları üzerinde çalışırken, her zaman bir tehlike vardır. Ama bizler bu tehlikeyi göze alır, işimizi yaparız. Çünkü bu ülkenin ışığa ihtiyacı var ve bizler bu ışığın bekçileriyiz.

Bazen ne kadar zorlu şartlarda çalıştığımızı bilmeyenlerin sitem dolu sözleriyle karşılaşırız. "Bir elektrik tamir etmek bu kadar mı zor olur?" diyenler, dağlarda çamurla boğuştuğumuzu, rüzgarın iliklerimize işlediğini, bazen saatlerce aç ve susuz kaldığımızı bilmez. Ama o sitemler bile bizi yıldırmaz. Çünkü bizim için en büyük ödül, o ışığın yeniden yanmasıdır.

Elbette bu mücadelemizde bizi anlayanlar, destekleyenler de var. Başta ailemiz, bizi her koşulda destekleyen eşimiz ve çocuklarımız, bizler için en büyük güç kaynağı. Evden çıkarken bir daha dönüp dönemeyeceğimizi bilmesek de onların dualarını ve sevgilerini her zaman yüreğimizde taşıyoruz.

Bizler, "aydınlık savaşçılarıyız." Elektriğin hayatınızdaki değerini bilerek, sizlerin karanlıkta kalmaması için çalışıyoruz. Işıklarımız sönmesin diye çabalayan, elleri nasır tutmuş, yüreği güçlü insanlar olarak hep buradayız. Unutmayın, o ışık sizin için yanarken, bizim mutluluğumuz tamamlanır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

4 yorum yapılmış

  • Yasemin Ardıç (5 gün önce)
    Çok güzel bir şekilde tasvir etmişsin emeğinizi, kalemine sağlık 👏👏 Gerçekten Aydınlık savaşçı larısınız. Çalışma koşullarınız çok zorlu, inşallah emeklerinizi birgün görürler. Çok daha iyi şartlarda çalışmak kısmet olur. Allah'a emanet olun...
    0
    0
    Yanıtla
  • Yasemin Ardıç (5 gün önce)
    Çok güzel bir şekilde tasvir etmişsin emeğinizi, kalemine sağlık 👏👏 Gerçekten Aydınlık savaşçı larısınız. Çalışma koşullarınız çok zorlu, inşallah emeklerinizi birgün görürler. Çok daha iyi şartlarda çalışmak kısmet olur. Allah'a emanet olun...
    0
    0
    Yanıtla
  • Tansel Karakaya (3 hafta önce)
    Mütevazı kadro ile devasa işler yapan elk.dağıtım personeli kardeşlerimize selam olsun. Eski bir elk. arıza personeli olarak rahatça söyleyebilirim ki bu kardeşlerimizin yaptığı işler sıradan kabul edilmemeli. Günümüzde vahşi kapitalizmin elinde değersizleştirilmeye çalışılan bu çalışan grubunun yanında olmalıyız. Ayağınıza taş değmesin...
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Beyhan (3 hafta önce)
    Allah kolaylık güç kuvvet versin necati bey Gerçekten işiniz çok zor.
    %100
    %0
    Yanıtla