Bir Neslin Fedakârlığı: Çanakkale'de Kalan Dedelerimiz

- Telegram
Bazı tarihler vardır ki, yalnızca geçmişin bir kesiti olarak kalmaz, nesilden nesile aktarılan bir kimlik, bir ruh olur. 18 Mart da işte böyle bir gündür. Çanakkale Savaşı, bir harbin ötesinde, milletin varoluş mücadelesidir. Orada sadece bir zafer değil, aynı zamanda bir neslin fedakârlığı saklıdır.
Bizler, dedelerimizi toprağın altında bırakan dedelerin torunlarıyız. O savaşta toprağa düşenler, yalnızca birer asker değil, bir milletin umutları, gençliği ve geleceğiydi. Ama onların kaybı, yok oluş değil, diriliş oldu. Çünkü Çanakkale, bu milletin küllerinden yeniden doğuşunun ilk adımıydı.
Rahmetli dedem Tahir, Yukarıkınık nüfusuna kayıtlıydı. Mezarı yok belki, ama mezar önemli değil. Asıl olan, onun ruhuyla vatan aşkına ölüme giden yiğitlerin torunları olmamızdır. O ruh, bu topraklarda yaşıyor. Ve bizler sadece bir avuç insan değiliz. Binlerce, hatta milyonlarcayız. Dedelerimiz o topraklara bedenlerini bıraktılar ama ruhlarını bize emanet ettiler.
Bugün özgürce nefes alıyorsak, onların emaneti sayesindedir. O yüzden Çanakkale’yi anmak, sadece bir hatırlama meselesi değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. O ruhu yaşamak, o fedakârlığı anlamak ve vatan sevgisini her daim diri tutmak zorundayız.
Şimdi bizlere düşen, geçmişi unutmadan geleceğe yürümek… Dedelerimizin bıraktığı mirasa sahip çıkmak ve bu vatanı her türlü tehlikeye karşı korumaktır. Çünkü biz, Çanakkale’de şehit düşenlerin torunlarıyız. Ve asla unutmayacağız: Çanakkale Geçilmez!