GÖYNÜK'ÜN BİTMEYEN ÇİLESİ: YOL, SAĞLIK VE HİZMETE HASRET BİR İLÇE

- Telegram
Göynük’ün çilesi bitermiş derler ama biz hâlâ aynı dertleri yaşamaya devam ediyoruz. İlçemizin yolları dillere destan(!) ama ne yazık ki kötü anlamda. Komşu ilçeler sıcak asfaltla donatılmışken, bizim Bolu yolumuz hâlâ perişan. Öyle ki, hastaneye ya da resmi bir kuruma gitmemiz gerektiğinde dua eder hâle geldik: “Allah yolumuzu düşürmesin.” Çünkü o yolu çekmek bir çile! Eğer vaktimiz varsa, mecburen Sakarya ya da Düzce üzerinden dolanarak gidip geliyoruz.
Ama neden? Biz de bu devletin bir ilçesiyiz. Vergimizi eksiksiz ödüyoruz, hatta belki de komşu ilçelerden daha fazlasını ödüyoruz. Peki ya karşılığında aldığımız hizmet? Sıfır! Mudurnu’ya kadar kaymak gibi olan yol, Göynük sınırına girince kelimenin tam anlamıyla eziyete dönüşüyor. Kıştan sonra çukurlara bakınca bazen içimizden fidan dikmek geliyor; belki de en azından bir işe yarar diye.
Geçenlerde bir “müjde” verildi. O an içimden “Eyvah, Göynük’ten yine ne gitti?” diye sordum. Beklediğimiz gibi oldu; bir reklamla üç uzman doktorumuzdan ikisi eksildi, geriye bir kişi kaldı. Peki diğerleri nerede?
Göynük Devlet Hastanesi, adeta bir saray gibi ama içinde ne var? Koskoca hastanede bırakın uzman doktoru, bir çocuk doktoru bile yok! Diyaliz hastaları, her gün hastaneye gitmek zorunda olanlar… Hepsinin durumu içler acısı. Bunca eksiklik, bunca yetersizlik varken, hâlâ nasıl “hizmet”ten bahsedilebilir?
Köylerimizin sorunlarına hiç girmiyorum bile. Onları da yazsak kitap olur. Ama bu kadar kötü senaryonun içinde şükrettiğimiz tek şey, ilçemizin mülki amiri, kaymakamımızın varlığı. En azından o, Göynük’ün dertleriyle ilgileniyor. Ama bir ilçenin kaderi tek bir insana mı bağlı olmalı?
Göynük, yıllardır hizmete hasret bir ilçe. Yolumuz, hastanemiz, doktorumuz, öğretmenimiz, altyapımız… Hepsi eksik. Ama bizim de sabrımız eksiliyor artık. Sesimizi duyan var mı?