Göynük'ün Sessizliği ve Kayıp Fırsatlar
- Telegram
Vay benim Göynüğüm! Eleştirmek ve konuşmak konusunda her daim ustayız, fakat icraata gelince, nedense aynı başarıyı gösteremiyoruz. Şimdi size sormak istiyorum: Bugün Göynük Belediyesi bir halk toplantısı tertipledi, peki katılım beklentileri karşıladı mı? Benim görüşüm hayır, hiç de karşıladığı söylenemez. Belediye, güzel bir adım atarak “Gelip oturalım, eksiklerimizi konuşalım, istişare edelim” dedi. Ne eksik varsa birlikte tespit edelim, çözüm önerilerimizi sunalım dedi. Ama çoğumuz, bu önemli organizasyona katılmadık.
Oysa bu toplantılar, halkın doğrudan yönetime katılabildiği nadir fırsatlardan biri. Belediyenin her şeyi göremediği aşikâr; onların gözünden kaçan eksikleri biz söylemezsek kim söyleyecek? İşte o toplantılara katılmak, tam da bu yüzden önemliydi. Mesela yıllardır çözülemeyen otopark meselesini sormak gerekmez mi? Sularımız neden sık sık kesiliyor, yollarımızdaki yer yer oluşan ıslaklıkların sebebi nedir? Bunlar su patlağı olabilir mi? Göynüğün altyapisi için bir plan varmi?sofuali toki hastane yolu genışleme çalişmasi plani programi varmi? Bunlar gibi pek çok soru, böyle toplantılarda gündeme getirilmeliydi. Belediyeye doğrudan sorabileceğimiz, çözüm isteyebileceğimiz bir zemin sunulmuştu ama büyük çoğunluğumuz bu fırsatı değerlendirmedi.
İşin bir başka yanı da şu: Gelen siyasilere ya da yetkililere “Yolların akıbeti ne olacak?” diye sormaya korkuyor muyuz? “Oğlumun ya da kızımın işini bozarlar” diye mi çekiniyoruz? Korkmayın! Korkunun ecele faydası yok. Cesurlar bir kez ölür, korkaklar ise her gün. Sesimizi duyurmazsak, taleplerimizi dile getirmezsek, kim bizim yerimize bu işi yapacak? Hepimiz, Göynük'ün geleceği için bu sürece katılmak zorundayız. Muhalefetiyle, iktidarıyla el ele verelim. Burası bizim memleketimiz, bizim Göynüğümüz. Onun iyiliği için bir araya gelmekten, hakkımızı aramaktan, yanlışları söylemekten geri durmamalıyız.
Belediye bir adım atmış, bizden görüş istemişken neden katılmadık? Şikâyet etmekte ne kadar mahirse, iş çözüm üretmeye geldiğinde bir o kadar pasif kalan bir topluluk olmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Oturup evlerimizde söylenmekle sorunları çözemeyiz. Sesimizi çıkaralım, eksikleri dile getirelim, çözüm önerilerimizi paylaşalım. İktidara ya da belediyeye muhalif olsak bile, bu bizim Göynüğümüz, kendi evimiz. Sorunları birlikte çözmeliyiz. Eleştirmek önemli, ama çözümün bir parçası olmak daha da önemli.
Göynük yıllardır ihmal ediliyor, bunu hepimiz biliyoruz. Ama bu ihmal sadece dışarıdan değil, biraz da içeriden kaynaklanıyor. Kendi evimizi sahiplenmezsek, başkalarının sahiplenmesini nasıl bekleyebiliriz? Sokaklarımız, parklarımız, yollarımız, suyumuz, hatta hava kirliliği… Her şey bizim sağlığımızı ve refahımızı etkiliyor. Peki, biz bu konuda ne yapıyoruz? İşte bu toplantılar, sorunların çözümü için ilk adım olabilir. Göynük'ün sesi olmalıydık o toplantıda, eksik olan her ne varsa orada dile getirmeliydik. Ama maalesef çoğunluk olarak sessiz kaldık.
Şimdi önümüzde yeni bir fırsat var: Birlik olmak. Belediye, iktidar ve muhalefet el ele vererek, Göynük'ün ihmal edilmiş sorunlarına çözüm aramalı. Biz de halk olarak bu sürecin içinde olmalıyız. Göynüğümüz'ü kurtarmak için daha ne kadar bekleyeceğiz?