Göynük'te Bir Üvey Evlat Deneyimi
- Telegram
Bu yaz misafirlerimle birlikte güzel bir Göynük gezisi planladık. Göynük’ün eşsiz doğasını ve tarihi zenginliklerini göstermek için önce Çubuk Gölü’ne, ardından Sünnet Gölü ve Gökçesaray Barajı’na uğradık. Her biri ayrı birer doğa harikası olan bu yerlerde huzur dolu vakitler geçirdik. Ancak günün en heyecan verici kısmı, Karagöl Yaylası’na gitme fikriyle başladı. Rüzgar güllerini yakından görmek ve yaylanın serin havasında dinlenmek hepimize cazip geldi.
Yola koyulduk ve Taraklı’nın Karagöl Yaylası’na doğru ilerledik. Yayla yollarının sarp kıvrımlarında, doğayla iç içe bir yolculuğun ardından rüzgar gülleriyle karşılaştık. Büyüleyici bir manzara eşliğinde fotoğraflar çekerken yayla evlerinin otantik güzelliğini keşfetme fırsatı bulduk. Ardından Gökçesaray Yaylası’nda meşhur yoğurdumuzu tattık; bu lezzetli mola hepimizin gününü daha da güzelleştirdi.
Dönüş yolunda, Hacımahmut üzerinden yayladan aşağıya inerken, misafirlerimden biri oldukça dikkat çekici bir yorumda bulundu:
“Diğer taraf Türkiye, Göynük ise herhalde Yunanistan’a bağlı!”
Bir an sustum, bir şey diyemedim. Çünkü bu yorumun altında yatan gerçeklik hepimizi derinden düşündürdü. Göynük’ün çevresindeki güzellikler korunurken, maalesef ilçenin kendisi adeta bir üvey evlat gibi yalnız bırakılmış hissi uyandırıyordu. Yollar, altyapı ve genel düzen, bu toprakların hak ettiği ilgiyi ve özeni görmediğini açıkça gösteriyordu.
Özellikle yollar… Göynük’e giden yolların stabilize asfalt olması ve neredeyse her yerinin delik deşik olması, ilçenin yalnız bırakılmışlığını gözler önüne seriyor. Sıcak asfaltın bir türlü Göynük yollarına uğramamış olması, sadece ziyaretçileri değil, bu topraklarda yaşayanları da bezdiriyor. Bolu’nun diğer ilçelerine sıcak asfalt dökülürken Göynük’ün yollarının bu hali, adaletsizliğin en somut göstergesi.
Bu yalnızlık hissi yalnızca yollarla sınırlı değil. Göynük, Bolu’nun bir parçası olmasına rağmen, yıllardır diğer ilçelerin aldığı yatırım ve ilgiden mahrum bırakılmış bir durumda. Gölcük, Yedigöller ve Abant gibi yerler Bolu’nun turizm yüzü olurken Göynük’ün doğal ve kültürel zenginlikleri adeta gölgede kalmış durumda. Bolu siyaseti ne yazık ki Göynük’ü görmezden geliyor. Tarihi, doğası ve kültürüyle bir cevher olan bu ilçe, hak ettiği ilgiyi bir türlü göremiyor.
Halbuki Göynük, yalnızca tarihini ve kültürünü değil, aynı zamanda geleceğini de koruyup geliştirebilecek bir potansiyele sahip. Doğru bir vizyon ve yatırımla Göynük, sadece Bolu’nun değil, Türkiye’nin turizm haritasında çok daha önemli bir yer edinebilir. Ancak bunun için sıcak asfaltı da, doğru planlamayı da, sahiplenmeyi de getirecek bir anlayış şart.
Ne dersiniz, Göynük’ü Bolu’nun göz ardı edilen ilçesi olmaktan kurtarmak için harekete geçmenin vakti gelmedi mi? Göynük, yollarıyla, tarihiyle ve doğasıyla bunu çoktan hak etmiyor mu?