ÇEYREK YÜZYIL
- Telegram
Merhabalar değerli okurlar. Yılbaşlarının klişesidir. 31 Aralık günü eşle dostla vedalaşıp ayrılırken “Seneye görüşürüz” denir. İlk kez hangi zekâ küpü arkadaş yaptı bu müthiş espriyi bilemiyorum. Üzerinden çağlar da geçse nefret edilesi bu klişe espriyi dile getirmekten vaz geçmez insanlar. Soğuk esprileri çok seven ve bu huyundan ötürü çokça yargılanan biri olarak ben bile bu yönde görüş beyan ediyorsam bu durumu irdelemesi gerek uzmanların!
Bir diğer yılbaşı klişesi de geride bırakılan seneyi didiklemek sureti ile muhasebe yapmak olsa gerek. İstisnalar elbette olabilir de geleneksel medyadan dijital mecralara kadar büyük bir çoğunluk, 2025 yılına girerken 2024 yılının bir almanağını çıkaracak. Bu durumu hem güzel hem de gereksiz bulmak gibi bir ikilemdeyim kendi adıma. Balık hafızası ile olan biteni unutma eğiliminde olan insanoğluna çok yakın geçmişin hatırlatılması faydalı olabilir. Fıtratında unutkanlık olan bizler için bu, işin güzel kısmı. Gereksiz kısmına gelince, bu hatırlatmaların kişilerin anı yaşamalarına engel olacağını düşünürüm. Benzer bir şekilde, görmeyi çok istediği bir yere gitme şansı yakalayıp, vaktinin çoğunu 999 kare fotoğraf çekmekle geçirerek adına yaşam denilen ve telafisi olmayan “canlı yayını” kaçırmak gibidir bu durum. Rahmetli Levent Kırca’nın da dediği gibi “Aç gözünü seyret, tekrarı yok bunun!” Her şeyde olduğu gibi bunda da kararında davranmak, gözle görünmeyen çizgiyi herhangi bir tarafın lehine bozmamak gerekir kanaatindeyim.
Hadi ilkini bir tarafa bırakalım ve şu 2024’ün mini bir muhasebesini yaparak diğer klişeyi bir de biz uygulayalım:
Oyuncu ve şarkıcı Ayla Algan’ı, TSM’nin önemli isimlerinden Yüksel Uzel’i, istihbaratçı ve yazar Mehmet Eymür’ü, iş insanı ve Atatürk sevdalısı Hanri Benazus’u, Yeşilçam oyuncusu Hikmet Taşdemir’i, yazar Alev Alatlı’yı, asker ve siyasetçi Saldıray Berk’i, oyuncu Tolga Savacı’yı, oyuncu Kayhan Yıldızoğlu’nu, yazar ve oyuncu Ali Sirmen’i, futbolcu Ersen Martin’i, sinemamızın duayen ismi Türker İnanoğlu’nu, THM sanatçısı Şakir Öner Günhan’ı, Trabzonspor’un efsane başkanlarından , siyasetçi Mehmet Ali Yılmaz’ı, tiyatromuzun duayeni Ayten Gökçer’i, oyuncu Ahmet Uğurlu’yu, Dr. Erdal Atabek’i, eski Türkiye güzellerinden modacı Asuman Tuğberk Yolaç’ı ve ondan çok kısa bir süre sonra da eşi Bay Evet-Hayır Erkan Yolaç’ı, oyuncu Fatma Karanfil’i, dublaj sanatçısı, Nicolas Cage’nin sesi, efsanelerden Uğur Taşdemir’i, Milyoner yarışmasının ilk sunucusu, oyuncu Kenan Işık’ı, onunla aynı çağda yaşamaktan onur duyduğum Genco Erkal’ı, Yeşilçam’ın gediklileri Aydemir Akbaş ve Tuncay Akça’yı, Müzevir Müzeyyen Sevil Üstekin’i, Yeşilçam’ın efsane aktrislerinden Ahu Tuğba’yı, şarkıcı Metin Arolat’ı, senarist ve yönetmen Tomris Giritlioğlu’nu, Babıâli’den İkitelli’ye gerçek gazetecilik denince akla gelen birkaç isimden biri olan Güneri Cıvaoğlu’nu, siyasetçi Recai Kutan’ı, oyuncu Vural Çelik’i, efsane arkeolog ve dilbilimci Muazzez İlmiye Çığ’ı, ilahiyatçı Profesör Beyza Bilgin’i, Köprü, Yol, Derman, Kurbağalar, Yılanların Öcü, Sen Türkülerini Söyle, Polizei ve Amerikalı gibi kült filmlerin yönetmeni Şerif Gören’i ve adını yazmayı unuttuğum nice insanı kaybettik 2024’te. Hepsini saygıyla ve hürmetle anıyorum.
Elbette bunca ölümlerin ve kötü olayın arasında ailevi anlamda bize umut veren, bizi mutlu eden gelişmeler de olmadı değil. Biraz erkenci de olsa beşinci yeğenimiz Eliz dünyaya merhaba dedi, altıncısı Hanzade de yolda (belki de siz bu satırları okurken o avaz avaz bağırarak dünyaya gelişini ilan etmekle meşguldür!). Eşimin kardeşi Gülden de yıllardır verdiği emeklerin karşılığını aldı ve öğretmen olarak Geyve’ye atandı. Darısı atama bekleyen mağdur tüm öğretmenlerin başına. Ve sevgili eşim Aysun ile bendeniz… Nazar değmesin sağlık ve mutlulukla geride bırakılan 15 yıllık serüvenin yeni sezonu Netflix’te… olmayacak tabi ki! Yerli ve milli bir dijital platformdan tatminkâr bir teklif gelirse onu düşünebiliriz ama…
Hepinize mutlu ve sağlıklı bir yıl diliyorum değerli okurlar.