KALABALIK YALNIZLIK

KALABALIK YALNIZLIK
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

Merhabalar değerli okurlar. 2025’in selefi 2024’ten çok daha güzel geçmesini diliyorum.

Türk Dil Kurumu, 1 milyondan fazla kişinin katılımıyla yaptığı anketin sonucunu paylaştı ve 2024 yılının kelimesi ya da kavramı olarak Kalabalık Yalnızlık kavramının en çok oyu aldığını açıkladı. Bu sözcük öbeğinin seçilmiş olması ve seçimin yapıldığı ortamın niteliği kimilerine biraz ironik geldi. Ben de bu grubun içindeyim. Bir yazarın bir tespitine rastlamıştım bir yerde. Şöyle diyordu:

Modern toplumun trajedisi, insanların birbirleri ile iletişim kuramaması değil, iletişim kurduklarını sanmasıdır” diyordu yazar bu tespitinde. Y, Z, Alfa, Beta gibi harflerle belirtilengünümüz kuşaklarının bazıları ise hem iletişim kurmada problem yaşıyor hem de iletişim kurduğu yanılgısını dibine kadar hissediyor. Jenerasyonları irdelemek başka bir yazının, hatta başka yazarların konusu. O yüzden üzerinde çok durmayacağım bunun. Benim asıl üzerinde acizane fikir belirteceğim mevzu, bir tekillik ifadesi olan yalnızlık ve çoğulluk anlatan kalabalık kelimelerinin nasıl olup da aynı kavramda varlık bulabildiği olacak.

Uğurladığımız 2024 yılı, insanların kalabalıklar içinde yalnızlık hissetmeleri üzerine yapılan araştırmaların sayısal olarak zirve yaptığı bir yıldı. Sosyoloji, psikoloji ve iletişim bilimlerinin üzerine çokça kafa yorması gereken bu durum, çevremizdeki insanların, hatta bizzat bizim, gündelik yaşantılarında kurduğu ilişki biçimlerinde kendini gösteriyor. Dijital teknolojinin ve sosyal medya denilen “çöplüğün” kullanımının çoğalması ile insanların kendilerini daha yalnız hissetmesi doğru orantılı. Sosyal medyada (para getirdiğinin fark edilmesinin de etkisiyle) popüler anlatımla takipçi ve beğeni “kasma”nın önem kazanması sonucu, kalabalık (!) bir çevre oluşturulması, yalnızlık hissiyatına bir çözümmüş gibi lanse ediliyor. Ama tam tersine bu kuru kalabalık, yalnızlık hissini geometrik olarak artırıyor. Gerçek dünyada belediyenin halk ekmek kuyruğunda birkaç lira daha ucuza ekmek almak için bekleşen insanlar ile 500-600 liraya Dubai çikolatasıkuyruğunda bekleşenler arasında elli – yüz metre kadar bir mesafe olsa da dijital dünyadaki gelip geçicilik, yalnızlık hissini biraz daha derinleştirmekte. Buna günlük hayatın gittikçe artan hızı ve yoğunluğunun da eklenmesi, bayram ziyaretinin yerini mesajlaşma uygulamasından atılan toplu mesajların alması gibi örneklerin çoğalması sonucu toplumsal bağların kopma noktasına gelişini de eklediğimizde bağ kurma konusunda sıkıntı çeken insanların kendilerini kalabalık içinde yalnız hissetmesi daha da çok görülmekte.

İnsanın çevresindeki kişi sayısının fazla olması, kendisini yalnız hissetmediği anlamına da gelmiyor elbette. Aynı ev içinde aile bireylerinin sadece bedenen bir arada olması, aynı sofrayı paylaşsalar dahi yalnız hissetmelerine engel değil maalesef. Sonrası Nuri Bilge Ceylan filmleri gibi; uzun uzun sekanslar, sessizlik vs…

Buraya kadar eleştirdik. Peki önereceğimiz çözüm var mı? Hayat tecrübemiz çerçevesinde var birazcık.

Erken yaşlardan itibaren temasta oldukları teknoloji ortamında çocuklarımızı bilinçli bir kullanıma yönlendirmek belki de bu çözümlerin en önemlisi. Elbette bunu sadece sözlerle değil uygulamalarla da göstermek gerek. Kendisi yoğun biçimde sigara kullanan ebeveynlerin, sigaranın zararları üzerine uzun uzun söylevler vermesi ne kadar nafile bir çaba ise, konuşmakve dinlemek yerine cep telefonlarına gömülmesi de aynı paralelde bir durum ortaya çıkarıyor. Duyguları paylaşmak, çeşitli topluluklara etkinliklere katılım sağlamak, ailemizezaman ayırmak da kalabalıkta yalnızlık çekmenin ilacı olabilir. Belki de en önemlisi Matrix filminde olduğu gibi sanal bir dünyada yaşamadığının bilincine varmak gerek sanırım.

Mutlu ve sağlıklı günler, haftalar, aylar hatta yıllardiliyorum tüm okurlarımıza.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

1 yorum yapılmış

  • Necati (2 gün önce)
    Abi harika bir konuya parmak bakmışsın yine tek solukta okudum halk ekmek kuyrukları ve dubai çikolata kuyrukları arasında kalan ve iki tarafa bakan nesilde biz 80 ve 90 arasi oluyoruz gibi geldi banada
    %100
    %0
    Yanıtla